94 yaşındaki yaşlı huysuz Stepfane Hessel’in “İndigenez-vous ya da Öfkelenin” kitabını okudum. İşin aslı da radikal söylemler bekliyordum ama yaşı ve konformist aydın yanı beni şaşırttı. Bu, yazdıklarını onaylamadığım anlamı taşımaz. Daha çok “Öfkelenin” derken bunun bir adım ötesi “Öfkenizi örgütleyin, değişime kanalize edin bunun için bütün yöntemler haksız sayılmaz.” olmalıydı. Bu arada Gazzeliler için oryantalist yaklaşımları kırmış Hessel’in Kürtlerden ya bihaber ya da haberdar olduğu halde birilerini incitmemek adına tek satır bile yazmaması bağışlanamaz bir şey. Şu an dünyadaki öfkelilerin en somut, en fırtınalısı Kürt gençleri… Hessel’in bundan haberinin olmadığını kimse iddia edemez. Öfkelenin kitabının sunuş bölümünü yazan muhtemelen ulusalcı, zırzop modernite hayranı Mustafa Hazım Bayka’nın aydınlanma konusundaki düşüncelerini insani düşüncelerin “çöp kutusuna” atabilirisniz gönül rahatlığıyla. Neyse kitabın eleştirisini bu serinin devamında yazacağım. Öfkelenme gerekçelerimizi sınıflandırıp açıklayalım: Ekonomik, politik, ideolojik, doğacıl ve seksüel…
Bugünkü konu ekonomik gerekçeler:
· Büyük laflarla konuşmaya gerek yok, İstanbul’da yaşıyorsanız, evden çıkar çıkmaz yoksul ev silüetini göreceksiniz, hemen az ötesinde kocaman bir plaza ya da süper market. Marketler sizi tüketim çılgınlıklarıyla temel beslenme alışkanlıklarınızı rehin almış durumda. Bunun birçok negatif sonucu var: Fabrikasyon üretim dışındaki küçük üretici her gün az daha eriyor. Sağlığınız katkı maddeleriyle formülüze edilmiş onlarca güvenli mikrobun tehdidi altında. O halde kapitalizm hem küçük yaşantı sahipleriyle büyük sermaye kesimleri arasındaki uçurumu derinleştiriyor hem de halk sağlığı üzerinde ciddi bir ris oluşturuyor. Bu temel bir öfke nedeni olmalıdır. Son günlerde burgerking diye zincirli bir şirketin tahakküm zinciri konusunda Radikal’den Ezgi Başaran’ın dile getirdiği iddiaları da okuyunuz.
· Her gün sabah saatlerinde başlayan işe gidiş saatlerinizi anımsarsanız bundan büyük bir öfke gerekçeniz olamaz. Otobüs ve dolmuş duraklarında kışın soğukta ve yağmurda onlarca işçi kadın, erkek, çocuk birbirlerini ezme pahasına yolculuk yaparken birileri lüks araçlarıyla trafik ışıklarının 60saniyelik bekleme süresine bile “öfekeleniyor.” Yine o, her gece sizin aylık kazancınızın toplamından fazlasını yemeğe verir. Siz zeytinleri tane tane sayıp yerken…
· “Güneşte bir yer” sağlama isteğini haklı göstermek için “plütokratik” yönetimlerin ötekilere karşı faşizmin yayılmacılık demogojisini size her an kitle iletişim ve eğitim araçlarıyla sunarken kendisi, göbek yağlarını eritme etkinliklerindedir.
Evrensel değerler artık hiçbir ulus ya da sermayenin tekelinde değildir. Yeryüzünde ne varsa hepimizin olmalıdır, egemen iktidarlar bize bunu henüz kendileri vermekten uzak, bu yüzden kendimiz alacağız. Bu haklılığımızın bir sonucu olacak.
Haftaya politik gerekçeler…