Social Icons

.

Pages

10 Kasım 2013

4 parça Kürdistan’da bayrak tartışması

Genelde ulusal bayraklar devletleşme  sürecinden sonra belirlenir. Buna çoğu zaman ulusal meclisler karar verir ya da ulusal kongrelerde alınan tavsiye kararı üzerine komite belirlenir, bayrağın şekli, rengi, anlamı tespit edilir. Bu durum kalıcı değildir, siyasi idareler, statü ya da devrimsel sosyal değişimlerden sonra bayrak da pekala değişebilir. Yine yeni oluşan meclislerce bunlar karar altına alınır. Milliyetlerin etnik olarak bayrağı yoktur. Milliyetlerin siyasi bir güç olarak devlet kurmasıyla bayrakları olur ki genelde güç-iktidar-devlet olmayı simgeler.  Konunun anlaşılması için birkaç örnek:
Türk bayrağının kabulünün hikayesi zaten biliniyor. Bunu es geçiyorum.

Kanada: 1876 ve 1931 devrimleriyle önce eyaletler birliği sonra konfederasyon şeklinde devletleşti. İngiliz kraliyet yasalarına bağlıydı. Her eyaletin ayrı bayrağı bir de “birlik bayrağı”(Britanya kızıl sancağı)  vardı.  1931 sonrasında başlayan devletleşme süreciyle birlikte bayrak sorunu ancak 1940’ta tartışılmaya başlandı. Yıllarca yarışmalar düzenlendi. 1964’te üç seçenekten biri olan  l'Unifolié (tek yaprak) modeli ulusal bayrak ilan edildi özel bir komite tarafından. 15 Şubat 1965 yılından itibaren de bu gün ulusal bayrak bayramı ilan edildi. 
Kanada-Britanya Kızıl Bayrağı 
Dosya:Canadian Red Ensign 1957-1965.svg
Kanada bayrağı (1964)
Dosya:Flag of Canada.svg
  Güney İrlanda (İrlanda Cumhuriyeti: 1921 İngiliz hükümeti yasasıyla 1922’de İrlanda’nın güneyi otonomi statüsüne kavuştu. Bugünkü bayrak, Kraliyet bayrağının yanında kullanılıyordu. 1937 yılında İrlanda meclisi tarafından ulusal bayrak olarak kabul edildi. Serbest İrlanda’dan sonra İrlanda Cumhuriyeti adını aldığı 1949 yılında da “Katolik-protestan ve orta buluşma” anlamına gelen yeşil, beyaz, turuncu renkli bayrak kabul gördü.
   Kuzey İrlanda ise farklı bir bayrakla temsil ediliyor. İki parçalı ulus birleştiğinde yenisi mutlaka meclis kararıyla belirlenir. Güney İrlanda bayrağı 1916 Paskalya ayaklanmasında kullanılan bayrağın aynısından değildir. 1918’de İrlandalı milliyetçiler ve Marksistlerin anlaşması sonrası önerilmiştir. 
İrlanda Cumhuriyeti bayrağı (Güney İrlanda)
Dosya:Flag of Ireland.svg
Kuzey İrlanda bayrağı
Dosya:Ulster banner.svg
Bu iki örnek sanırım konuyu yeterince açıklığa kavuşturur. Güney Kürdistan federal bayrağı diğer parçalardaki Kürtler için ancak büyük saygı duyulması gereken ilk özgür Kürdistan’ı temsil eder. Bu açıdan olayı değerlendirmekte fayda var. 4 parça Kürdistan devletleşir ve bağımsız olursa bu bayrağın kalıp kalmayacağı ancak o zamanki yönetimin-halkın karar vereceği bir durum olur. Bugün Ala Rengin’i diğer parçalarda savaşan örgütler için “ulusal kışkırtıcılıkla” dayatmak akıl izan işi değil. Özellikle Rojava’da KDP ekolünden gelen birkaç parti bu durumu sürekli kullanıyor, PYD’yi ve YPG’yi bununla güya Kürtler arasında itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Dünyanın en gereksiz uğraşı bu olsa gerek.  KDP’nin kendisi Rojava’da federal ya da bağımsız devlet kursa Güney Kürdistan hükümetinin kullandığı özgür Kürdistan bayrağını kullanamaz. Ala Rengin ancak Rojava’da şoven Araplara ve BAAS rejimine karşı şimdilik politik bir temsiliyettir. PYD ve diğer partiler öncülüğünde gelişen Rojava devrimi kendi otonomi sistemini “de jure” olarak kabul ettirdikten sonra ulusa bayrağa da karar verecek bir meclis mutlaka olacaktır. Bundan ötürü kimseyi bayrak üzerinden sınamamak elzemdir. Bundan yola çıkarak “şekil, sembol, simge” üzerinden parçalı Kürdistan özgürlük hareketini daha da ayrıştırmak etik olmadığı gibi tehlikelidir. Kürdistane Rojhelat kurulduğunda onlar da muhtemelen “Komari Kürdistana Mahabade” bayrağını kullanacaklardır. Rojava’da “kesk u sor u zer” TEV DEM bayrağı, Kuzey’de PKK başarılı olursa onun cephe örgütü KCK artık partiyi aşacak ve kendi bayrağını oluşacak sisteme sunacaktır. Bu tartışmalar bu kadar basit yürütülür. 


Hiç yorum yok:

self determinasyon,öz yönetim

20. Yüzyılda uluslararası hukukun en önemli kavramlarından birisi haline gelen selfdeterminasyon, dünya toplumunda yeni bir yapılanma ve tanımlama süreci başlatmıştır. Kavram, günümüz dünyasının siyasi haritasının belirlenişi ve bundan sonra geçirmesi muhtemel değişikliklere ilişkin olarak sıkça söz konusu olmaktadır. Önceleri siyasi bir ilke olduğu düşünülen self-determinasyon kavramı hem BM 1966 İkiz Sözleşmeleri, hem BM Genel Kurul Kararları hem de uluslararası hukukun diğer aktörlerinin kararlarıyla hukuki bir hak haline dönüşmüştür. İlk ifade edilmeye başlandığı dönemlerde sadece sömürge yönetimi altındaki halklara tanınması öngörülürken Yüzyılın sonlarında Sovyetler Birliğindeki federe cumhuriyetlerin de selfdeterminasyon hakkından yararlanarak ayrıldıkları görülmüştür

öz yönetimin gerekçesi

Self-determinasyon fikrinin gelişmesine 20. yüzyılda bir taraftan Sovyetler Birliği’nin kurucusu olan Vlademir I. Lenin, diğer taraftan Birleşik Devletlerin Birinci Dünya Savaşı sırasında başkanı olan Woodrow Wilson katkıda bulunmuştur. Lenin eserlerinde “ulusların Self-determinasyon hakkı” kavramınıortaya koymuş, bir ülkenin veya yerin ilhakının “bir ulusun Self-determinasyon hakkının ihlali” olacağını belirtmiştir. Bunun yanında Lenin, self determinasyonun ayrılmayı da kapsamakta olduğunu belirtmiştir. Hatta ilkenin uygulanma yöntemlerinden birincisi bu yoldu.Wilson ise arasında “Selfdeterminasyon” kelimesi tam olarak geçmese de altı tanesi Self-determinasyon ile ilgili 14 ilke ilan etmiştir. Konuşmalarında savaştan yenik çıkan milletlerin, küçük milletlerin ve sömürge altındaki halkların da kaderini tayin hakkı olduğunu ifade ederek, bundan böyle uluslararası sistemin güç dengesine değil, etnik kaderini tayin ilkesine dayandırılması gerektiğini vurgulamıştır.

Pages

öz yönetimin tarihi

Kavramın ilk kullanımı 1581 yılında Hollanda’nın İspanyol krallarının kendilerine karşı zulüm yaptıkları gerekçesiyle İspanya’dan bağımsızlığını ilan etmesiyle olmuşsa da 18. yüzyılın ikinci yarısına yani 1776 tarihli Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve 1789 tarihli Fransız İnsan ve Vatandaşlık Hakları Beyannamesine kadar bir gelişme gösterememiştir. 1776 tarihli Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ile Amerikan halkı dış bir yönetim, yani İngiltere tarafından idare edilmeye razı olmayacağını bildirmişlerdir. Bunun sonucu olarak ulusal self-determinasyon talebiyle ortaya çıkan ilk sömürge halkı olmuşlardır.