Social Icons

.

Pages

10 Mayıs 2012

Twitter “Delik” Gözetleyiciliğine Cevaben


1. Toplumsal ve tanrısal ahlakı reddeden biri olarak bu konudaki tüm ahlaki zırhlar benim için yok hükmündedir.
2. Koşulsuz özgürlüğün bir yönü de kişinin duygusal, zihinsel ve fiziksel olarak tümden birey olma fikriyle yaşadığıma inanan biri olarak bu konuda yapılacak her türlü ahlaki yargılamayı gülünç buluyorum.
3. Toplumsal projelendirmenin düzen içi yeniden ürettiği “devlet için, millet için, halk için, falan grup için, falan parti için doğru, ilkeli, ahlaklı yaşamayı” kesinkes elimin tersiyle itiyorum. “Ahlaksız” biri olarak herhangi bir konuda politik fikir üretme, benimseme, yayma özgürlüğümü de sonuna kadar kullanıyorum. Bundan gocunanların tekeline değer, ahlak, vicdan gibi kavramları bırakıyor, onların ulvi amaçlarına ulaşmaları en büyük dileğimdir!
4. Kişisel olarak doğal bulduklarımı yaygın toplumsal inanışlar, ahlaklar, zırhlar farklı bilir. Beni bağlamaz. Çok eşliliği, eşcinselliği, belki daha uç cinsel yaşantıları olağan ve doğal buluyorum. Duygusal yetkinlik, zihinsel olgunluk  olması kaydıyla “gönüllü, karşılıklı, rızaya dayalı” olması şartıyla her türlü yaşantı bana evlenmek, çocuk yapmak, su içmek kadar doğal geliyor. Buradan dedikodu üretip sağa sola ahlak satmak da sizin tekelinizde olsun. Sizi yasalar, tanrı, güçlüler, toplumlar koruyor… Bol şanslar
5. Yaşadıklarımı öykü, deneme, roman gibi kurmaca metinlerde tümden gerçek hayatın varlıklarından (ad, gerçek kişi vs. ) soyutlayarak anlatırım. Genelde yazılı metinlerde bunu yaparım. Bunun dışında kimseye bir şey anlatmadım. Bunu düşünmek bile incitici, rahatsızlık verici… Artık başkasının yatak odasını, bilgisayarını “ahlaki deliklerinizden izlemeyi bırakını” derim. Bunun size bir katkısı yok. Kişilik problemlerinizi Lermontovc üzerinden tamir tadilat edemesiniz…
6. En itici davranış tarzı, “Senin hakkında böyle bir şey söylendi bana” tavrıdır. Kimden duyduysan onunla hal et. Benle ilgisi ne? Duyduğun şahıs benim Çakal Krlos, Trocki’nin reenkarnasyonu olduğumu da iddia edebilir, Rocco Şifredi’nin de… Seni herhangi bir şekilde inandırma derdim yok. İnanırsın benle iletişimin varsa kesersin. Ha benimle iletişim geliştirmek istiyorsan öncellikle “delik” gözetleyicisinin ağzının payını vermen gerekecek. Bu dedikoduları yayanlara genelde ağır küfürler ediyorum. Bu da benim yetmezliğim...
7. Kariyer planımda anaakım Türk medyasının herhangi bir vasıtasında çalışmak gibi bir hedefim yok.  Bu yönlü duyduklarınızın hepsi birer sanrı. Hedeflerimi bazı dostlarla paylaşmışımdır. Bazı yeteneklerimin olduğunun farkındayım, nasıl kullanacağıma ben karar veriyorum.
8. Çoğunuzun sıkıcı özel iletişim biçimlerinden sıkılınca bu, diğer fikirlerinizi önemsiz bulduğum anlamına gelmez. Özel iletişimi kesmenin bin bir biçimi vardır ve çoğu pedagojik yöntemlerdir. Ben de bildiğim kadarıyla uyguluyorum.

Hiç yorum yok:

self determinasyon,öz yönetim

20. Yüzyılda uluslararası hukukun en önemli kavramlarından birisi haline gelen selfdeterminasyon, dünya toplumunda yeni bir yapılanma ve tanımlama süreci başlatmıştır. Kavram, günümüz dünyasının siyasi haritasının belirlenişi ve bundan sonra geçirmesi muhtemel değişikliklere ilişkin olarak sıkça söz konusu olmaktadır. Önceleri siyasi bir ilke olduğu düşünülen self-determinasyon kavramı hem BM 1966 İkiz Sözleşmeleri, hem BM Genel Kurul Kararları hem de uluslararası hukukun diğer aktörlerinin kararlarıyla hukuki bir hak haline dönüşmüştür. İlk ifade edilmeye başlandığı dönemlerde sadece sömürge yönetimi altındaki halklara tanınması öngörülürken Yüzyılın sonlarında Sovyetler Birliğindeki federe cumhuriyetlerin de selfdeterminasyon hakkından yararlanarak ayrıldıkları görülmüştür

öz yönetimin gerekçesi

Self-determinasyon fikrinin gelişmesine 20. yüzyılda bir taraftan Sovyetler Birliği’nin kurucusu olan Vlademir I. Lenin, diğer taraftan Birleşik Devletlerin Birinci Dünya Savaşı sırasında başkanı olan Woodrow Wilson katkıda bulunmuştur. Lenin eserlerinde “ulusların Self-determinasyon hakkı” kavramınıortaya koymuş, bir ülkenin veya yerin ilhakının “bir ulusun Self-determinasyon hakkının ihlali” olacağını belirtmiştir. Bunun yanında Lenin, self determinasyonun ayrılmayı da kapsamakta olduğunu belirtmiştir. Hatta ilkenin uygulanma yöntemlerinden birincisi bu yoldu.Wilson ise arasında “Selfdeterminasyon” kelimesi tam olarak geçmese de altı tanesi Self-determinasyon ile ilgili 14 ilke ilan etmiştir. Konuşmalarında savaştan yenik çıkan milletlerin, küçük milletlerin ve sömürge altındaki halkların da kaderini tayin hakkı olduğunu ifade ederek, bundan böyle uluslararası sistemin güç dengesine değil, etnik kaderini tayin ilkesine dayandırılması gerektiğini vurgulamıştır.

Pages

öz yönetimin tarihi

Kavramın ilk kullanımı 1581 yılında Hollanda’nın İspanyol krallarının kendilerine karşı zulüm yaptıkları gerekçesiyle İspanya’dan bağımsızlığını ilan etmesiyle olmuşsa da 18. yüzyılın ikinci yarısına yani 1776 tarihli Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve 1789 tarihli Fransız İnsan ve Vatandaşlık Hakları Beyannamesine kadar bir gelişme gösterememiştir. 1776 tarihli Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ile Amerikan halkı dış bir yönetim, yani İngiltere tarafından idare edilmeye razı olmayacağını bildirmişlerdir. Bunun sonucu olarak ulusal self-determinasyon talebiyle ortaya çıkan ilk sömürge halkı olmuşlardır.