“ Ortadoğu’da eski siyasal statükonun kısmi direncine
rağmen, küresel sermaye güçleri bu kaostan kendi çıkarları doğrultusunda bir
çıkış arayışını sürdürürken, halklar da özgürlüklere dayalı kendi demokratik
sistemlerini geliştirerek kaos durumunu aşmaya çalışıyorlar.” Bir Numara, bu
değerlendirmeyi yaptığında Türkiye’de AKP iktidardaydı ve Esat dahil birçok
iktidarla kardeş-Müslümanlar siyaseti izliyordu. Ulusalcı Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer de BAAS rejimlerinin en sağlam kalesine dostluk gezileri
düzenliyordu. Öcalan ise İmralı’da kendisine dayatılan tecrit sistemiyle
mücadele ediyordu. 2005 yılında İmralı’dan dünyayı, Ortadoğu’yu bu derece
derinlikli çözümleyen politik liderin
varlığı asıl bundan sonra dile getirdiği fikirleri için vazgeçilmez kılmak gerekir. “ Kürdistan Demokratik Konfederalizmi bir devlet sistemi değil, halkın devlet olmayan demokratik sistemidir. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkın tüm kesimlerinin kendi demokratik örgütlenmesini yarattığı, politikayı doğrudan ve özgür-eşit konfederasyon yurttaşlığı temelinde, yerelde kendi özgür yurttaşlık meclislerinde yaptığı bir sistemdir.” Bu saptama da günü kurtarma telaşındaki tüm pragmatist ideologlara ve liderlere uzun vadede bir barış projesinin referansı olabilirdi. Oysa Türkiye’nin de dahil olduğu kapitalist modernite zinciri dünyayı yaşanmaz kılmanın formüllerini ( içinde geçici uzlaşılar, yarım demokrasiler, kısmi özgürlüklerin olduğu bir Arap baharı) dayatıyordu ki çok tehlikeli sularda yüzülmeye başlandı bile. Öcalan’ı anlamada bir adım önde olan Batı Kürt hareketi tam de Öcalan’ın 7 yıl önce refere ettiği konfederal sistemin ilk ayağını uygulama imkanı buldu. Yine barış projesine 2005 yılındaki görüşlerinden,” AB Hukuku, Üniter Devlet Hukuku, Demokratik Konfederal Hukuk. Üniter devletler olan İran, Irak, Türkiye ve Suriye Kürt halkının konfederal hukukunu tanıdıkça Kürt halkı da onlarınkini tanıyacak ve bu temelde uzlaşıya gidebilecektir. Demokratik Konfederalizm tüm kültürel varlıkların tanınması, korunması ve kendini ifade özgürlüğünü esas alır. “tespitiyle özelde Kürt sorununun genelde Ortadoğu sorununun eşit haklar temelinde çözülmesinin de yollarını göstermiştir. En sıcak dönemde bile birkaç uyduruk New Ottomancı teori dışında bir şey söyleyemeyen Türk entelektüalizmi sağıyla, soluyla, dindarıyla, liberaliyle demokratik, özerk, Batı Kürdistan’ın kendisini de facto olarak kabul ettirmesiyle dumura uğradı. En fazla kişisel gelişim teorisi olabilecek kıçı kırık analizleri ve analistleri referans alan bu entelijansiya son demokratik özerklik çıkışıyla gözleri fara tutulmuş tavşan misali tepkiler vermeye başladı. Öcalan’ın yıllar önce ulus devletin reddi, demokratik toplumun inşası, ekolojik toplumun içine cinsiyet sorunlarının çözümünü de içeren bütünlüklü fikirlerini güya alaya almıştı.
varlığı asıl bundan sonra dile getirdiği fikirleri için vazgeçilmez kılmak gerekir. “ Kürdistan Demokratik Konfederalizmi bir devlet sistemi değil, halkın devlet olmayan demokratik sistemidir. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkın tüm kesimlerinin kendi demokratik örgütlenmesini yarattığı, politikayı doğrudan ve özgür-eşit konfederasyon yurttaşlığı temelinde, yerelde kendi özgür yurttaşlık meclislerinde yaptığı bir sistemdir.” Bu saptama da günü kurtarma telaşındaki tüm pragmatist ideologlara ve liderlere uzun vadede bir barış projesinin referansı olabilirdi. Oysa Türkiye’nin de dahil olduğu kapitalist modernite zinciri dünyayı yaşanmaz kılmanın formüllerini ( içinde geçici uzlaşılar, yarım demokrasiler, kısmi özgürlüklerin olduğu bir Arap baharı) dayatıyordu ki çok tehlikeli sularda yüzülmeye başlandı bile. Öcalan’ı anlamada bir adım önde olan Batı Kürt hareketi tam de Öcalan’ın 7 yıl önce refere ettiği konfederal sistemin ilk ayağını uygulama imkanı buldu. Yine barış projesine 2005 yılındaki görüşlerinden,” AB Hukuku, Üniter Devlet Hukuku, Demokratik Konfederal Hukuk. Üniter devletler olan İran, Irak, Türkiye ve Suriye Kürt halkının konfederal hukukunu tanıdıkça Kürt halkı da onlarınkini tanıyacak ve bu temelde uzlaşıya gidebilecektir. Demokratik Konfederalizm tüm kültürel varlıkların tanınması, korunması ve kendini ifade özgürlüğünü esas alır. “tespitiyle özelde Kürt sorununun genelde Ortadoğu sorununun eşit haklar temelinde çözülmesinin de yollarını göstermiştir. En sıcak dönemde bile birkaç uyduruk New Ottomancı teori dışında bir şey söyleyemeyen Türk entelektüalizmi sağıyla, soluyla, dindarıyla, liberaliyle demokratik, özerk, Batı Kürdistan’ın kendisini de facto olarak kabul ettirmesiyle dumura uğradı. En fazla kişisel gelişim teorisi olabilecek kıçı kırık analizleri ve analistleri referans alan bu entelijansiya son demokratik özerklik çıkışıyla gözleri fara tutulmuş tavşan misali tepkiler vermeye başladı. Öcalan’ın yıllar önce ulus devletin reddi, demokratik toplumun inşası, ekolojik toplumun içine cinsiyet sorunlarının çözümünü de içeren bütünlüklü fikirlerini güya alaya almıştı.
“ Katı sınırlara dayalı
milliyetçi-devletçi ulus yerine demokratik ulusu geliştirir. Bu temelde tüm
Ortadoğu halklarının ve demokrasi güçlerinin birliğinden yanadır. Komşu
devletlerle ilişkileri, eşit ve özgür birlik ilkesine dayalı olarak siyasal,
sosyal ve kültürel hakların yaşamsallaşması temelinde düzenlemeyi öngörür. Bu
temelde bir kez daha bölge halklarını demokratik konfederal birliğe, komşu
devletleri ise demokratik tutuma davet ediyorum. “ Öcalan’ın bu beklentisi ve
öngörüsüne, demokratlığına söz edebilecek, karşıt fikir geliştirebilecek bir
Arap Baharı müptelası, ileri demokrat, ulusalcı sosyal demokrat, ilerici
sosyalist var mıdır, bilmiyorum. Arap baharının
özellikle Suriye gündemiyle ortaya çıkan sorunlar yumağı nasıl çözülecek
bilmiyorum, ama en insani çözümün Öcalancı olduğu gerçeği göz ardı edilemez.
"Ulus devletlerin
yarattığı krizden çıkışın yolu demokratik konfederalizmdir. Dünya, Ortadoğu ve
özelde de Kürt halkının yaşadığı sorunlardan kurtulmanın yolu demokratik
konfederalizmdir. Demokratik konfederalizm tabandan demokrasinin
geliştirilmesiyle sağlanır.” Abdullah Öcalan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder