Shallow Grave
(Mezarını Derin Kaz) filmini izleyenleriniz vardır. Edinburgh’da bir grup arkadaşın yaşadıkları
eve dördüncü eleman alınacaktır, evdeki üçlü, kiracı adaylarına olmadık sorular sorar. Hakaret
ederler, dalga geçerler, aşağılarlar, fiziki görünüşü dert ederler. Onlarca kişiden
uygun bir ev arkadaşı bulamazlar. Jüliet, David ve Alex’ten hangisi daha sinir
bozucu, diye bir soru sorulsa 7/24 bu soruya net yanıt veremezseniz. Bir dakika
önceki sahneden Jüliet’in o kendine güvenen, hafifmeşrep, deyim yerindeyse
dünyayı kıçının kenarına takmayan hali favorinizken az sonra ezik David
kafanızı karıştırıyor. Alex’in herkesi alaya alan güleç gözleri ise bir başka
alternatif. Yanı başınızda olsa sırf susmaları için saatlerce direğe
bağlayacağınız üç karakter var. Tam bu kaçıklara alışıyorsunuz bir anda Hugo
diye bir yazar mı mafya mı bohem mi gazeteci mi olduğu anlaşılmayan gizemli
biri sahneye girer. Hugo zeki herif, önce Jüliet’i ikna eder. Bu arada sırf
Jüliet ikna oldu diye ben de “Kesinlikle en uygun kiracı Hugo.”
diye düşündüm. Düşünmez
olaydım. Ertesi gün Hugo yatağında ölü bulunur. Polis falan aranırken ansızın
sterlin dolu bir bavul… Gel de polisi ara! Kiracılarla mülakatta David’in
ateist olduğu da ortaya çıkıyor. Cemaatçi,
Müslüman, milliyetçi, vatansever, ulusalcı, laik maik olsalardı bu bir bavul
dolusu sterline rağmen polisi ararlardı, diye aklımdan son derece gönül
iklimimin hoş görüsünden binbir fikir çıkıyor, ama çıktığı gibi uçup gidiyor
fikirlerim. Çünkü az sonra Hugo’nun cesedini parçalara ayırmak için kolektif
bir çalışma yapılıyor evdekilerce. Alex, testere, çekiç, keser beğeniyor;
Jüliet kazma, ceset naylonu; David de bacak, kol, kafa kesecek. David muhasebeci
olduğu için bu işe layık görülüyor. İşte bu eylemi gerçekleştirdikleri an
ekranda Emre Uslu, Mehmet Baransu, Müge Anlı üçlüsü beliriyor gibi bir hisse
kapılıyorsunuz. Mezarı kazmaya ve cesedi parçalara bölmeye başladıklarında
biraz utanıyorlar, sıkılıyorlar ama giderek bir eğlenceye dönüşüyor bu eylem. Onlar
için bir bavul para garantiye alınmış, ceset kaybedilmiş, konforları süper
olmuş. Artık 2.stratejik aşamada birbirilerine kazık atmanın yolunu arıyorlar. O
da ne! paranın ve Hugo’nun peşinde mafya, onların da peşinde polis! Can ciğer
ev ahalisi için artık iç sorunlar başlamıştır. Mafyanın iki elemanını da David’in
usta kurmaylığı sayesinde öldürecekler. Polisi de küçük akıl oyunlarıyla
atlatacaklar, ama sorunlar bir türlü bitmiyor.
Sonunda ne mi oluyor? TRollerya
Cumhuriyeti’nde kardeşlik- hoşgörü, gönül iklimi, uzlaşma masalında ne oluyorsa
o, oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder