Türk sömürgeciliğinin
en güçlü ama en aşağılıkça yönlerinden biri sanırım psikolojik kibirdir. Bu öyle bir kibir ki
generalinden, siyasetçisine; ondan aydınına, entelektüellerine ve sanatçılarına
sirayet etmiştir. Haber programlarında BDP’li bir Kürt’ü karşısında gören
ikinci sınıf bir sunucu bile BDP’linin alttan alan, germeyen üslubunu fırsat
bilip anında “Siz neden…” diye başlayan azarlamalı sorularıyla bir tartışmanın
içine eder. Bir başkası “Demokrasi, özgürlük, şiddet karşıtlığı, temel haklar,
vicdan, din, sosyalizm” diye yana yakıla lafa başlar ama asla Kürdistan,
Kürtçe, self determinasyon, ulusların doğal ve siyasi hakları üzerine somut bir
şey söylemez. Bunların en uyanıkları da IRA ve İngiltere barışını sadece
duymuşlardır. Bunun üzerinden konuk ya da tartışmacı değil, siyasi bir rakip
olarak gördükleri Kürt siyasetçileri güya sıkıştıracaklarını sanırlar. Sonra çoğu
zaman kayaya çarpmış kaplumbağa gibi
olurlar: Gürültü, sessizlik ve fırsatçılık… Bu sömürgeci pislik çevre Kürtleri artık
filmlerde, dizilerde, haber bültenlerinde, romanlarda, öykülerde, şiirlerde,
sokaklarda eski Türklük kibriyle aşağılayamadığı için derin bir travma yaşıyor,
lakin şansızlıkları bunun farkında olmamaları… Akademisyenleri de böyle…
1998 Hayırlı Cuma (Good Friday) anlaşmasıyla
ne oldu?
·
Bilindiği
gibi 1969 ;Derry çatışmasıyla İrlanda’da IRA tekrar faal siyasi ve askeri
hareketliliğini başlattı. 1972’de sömürgeci İngiliz hükümeti ile onun
işbirlikçileri Ulster, yasadışı şekilde Kuzey İrlanda parlamentosunu
feshetti. Ardından büyük bir savaş başladı. Binlerce insan yaşamını yitirdi. Daha
fazlası bu iklimden şu veya bu biçimde zarar gördü. Tarih 1998 yılını
gösterdiğinde barış çalışmaları somutlaştı. Bu, sadece bir silahsızlandırma
programı değildi, çift taraflı şiddetsizlik anlaşmasının yanı sıra siyasi,
sosyal, kültürel hakların genişletilmesine yönelik bir anlaşmaydı da… Good
Friday anlaşmasının bazı maddeleri ve yorumları:
·
İngiliz
ve İrlanda parlamentolarında kabul edilen bir yasayla militanlar herhangi bir
yasal takibata uğramadan silahsızlandırılacaklardır. Bu yasayla Kuzey İrlanda’da
3700 ölümlü vakıada kullanılan silahların hiçbiri balistik incelemeye tabi
tutulmayacaktır. IRA ile herhangi bir bağları olmadıkları halde sömürgeciler tarafından katledilen yüzlerce İrlandalının yakınlarından en üst düzeyde özür dilendi.
·
(Habur
sürecinde silahlı eylemleri olmayan militanlara Türk devletinin reva gördüğü
cezacılığını bir yana bırakırsak bu yönlü yasal bir çalışmanın zemini bile
hazırlanmamıştı. PKK iki defa barış görüşmelerinin önünü açmak için
centilmenlik yapıp onlarca militanını Türkiye’ye teslim etmişti. Çoğu ceza
aldı. İngiltere ise centilmenliği devlet aklı olarak kendisine layık gördü,
1998 Belfast görüşmelerinde dört IRA militanını serbest bıraktı görüşme
süreçlerine dolaylı katılmalarını sağladı. Sinn Fein IRA ile organik bağı olan
bir siyasi parti. Hatta G. Adams’tan sonraki en yetkili yöneticisi Martin
McGuinness 1970’lerin en genç ve aktif IRA yöneticilerindendir. Kendisi de
1972 görüşmelerine İngilizlerle görüşen IRA heyetindedir.)
·
Bu
anlaşmayı takiben 7 yıl sonra IRA, militanlarının büyük çoğunluğunun serbest
kalmasıyla silahlarını bağımsız bir komisyona teslim etti. İngiltere lehine
kontra faaliyet yürüten Ulster güçleri de aynı komisyona silahlarını teslim
ettiler. Bu süreç 13 yıldır devam ediyor. Silahların niteliği ve miktarı
hakkında bilgi verilmiyor. Sadece yeminli kişiler silahların imha edildiğine dair bilgilendirme yapıyor.. Bu süreçte 3000’e yakın IRA militanı serbest bırakılmış,
dışarıda kalanlar ise soruşturmalardan muaf tutulmuştur. İngiliz hükümeti 1969 Dery katliamından ötürü en üst düzeyde özür dilemiştir.
- · Kuzey İrlanda’nın Güney İrlanda ile birleşmesi daha sonraki zamanlarda yapılacak referandumla belirlenecektir. İngiltere hükumeti, İrlanda halkının öz yönetim (Self determinasyon) hakkına saygılıdır. Bu ibare de Good Friday metninde yer almaktadır.
·
"
İngiltere bir parçası olarak mı yoksa birleşik bir İrlanda parçası olarak mı gelecekte,
Kuzey İrlanda üzerinde otorite ile ilgili hükümet adına titiz bir tarafsızlıkla
"orada kimliklerin ve geleneklerin çeşitliliği ve tam olarak saygı ilkeleri ve eşitliği, sivil,
siyasi, sosyal ve kültürel hakların her türüne saygıyı esas alarak ileride referandum yapılacaktır. Good Friday tarafları Tüm yurttaşlar
için ayrımcılığa karşıdır. Kimlik,
kültür ve her iki toplumun özlemleri "için adil ve eşit muamele
özgürlüğünü savunur.
- · Kuzey İrlanda’daki tüm insanların "doğuştan" ve sonradan tanınan, aynı zamanda hem İngiliz ve İrlanda vatandaşı olma haklarını ise ya İrlanda ya İngiliz, ya da her ikisi olarak kabul etmelerini yasal güvenceye alır.
- · İngiliz hükumeti, İrlanda 1920 Hükümet Yasasını İngiltere Parlamentosu tarafından yürürlükten kaldırılmasını sağlamak için taahhütte bulunur. ( 1920 Hükümet Yasası’na göre Kuzey İrlanda, Güney’den bağımsız olarak İngiltere’ye bağlıdır. Bu yasa zaten Kuzey İrlanda’da yaşayan Katoliklere baskıyı da anayasal baskı çerçevesine almıştır. İngiltere bu uygulamadan vaz geçme fedakarlığını göstermiştir. Yüzyıllık asimilasyon hakkını en doğal hakkı olarak gören Türk hükümetlerinin tavrı ise sahtekarcadır. Başta bu sorunu çözmek isteyen AKP’ninki… Diğer hükümetlerin zaten böyle bir derdi yoktu. Onlar her daim asimilasyonun kesinkes başarısından yanaydılar. Yenildiler.)
- · İngiltere’nin Kuzey İrlanda topraklarındaki siyasi, adli ve askeri yetkisi daraltılacak. Yetkilerin önemli bir bölümü kurulacak Kuzey İrlanda parlamentosuna devredilecektir.
- Parlamento kuruluş sürecini 2007’de tamamlamıştır. Bağımsız seçimler yapılmıştır. Siyasi
- süreçler Kuzey’in iç sorunları olarak tartışılmaya devam etmektedir.
·
Kuzey
İrlanda İnsan Hakları Komisyonu kurulmalıdır. Bu komisyon insan hakları
ihlallerini AHİS sözleşmelerini dikkate alarak incelemelidir. Bu komisyon,
cinsel yönelim, cinsiyet, ırk,
engellilik, yaş, medeni durum din ve siyasi görüş ile ilgili olarak fırsat
eşitliğini teşvik etmek ihtiyacını esas alarak çalışmalarını yapar. (PKK’nin
öteden beri Türk Devletine Hakikatler Komisyonu çağrısı gözden kaçırılmamalı.)
Bazı maddeler
böyle. 1998’den sonra barış sürecinin tıkandığı her durumda, yani İngilizlerin
hile yaptığı anlarda IRA büyük ve sert eylemler yapmıştır. Buna rağmen İngiliz
hükümeti ve kamuoyu sürecin devamına ısrar etmiştir. Kürtlerin doğal ve siyasi
haklarına, en başta siyasi statüsüne saygı duymadan, onların silahlı
hareketlerine muhatap saygısı duymadan yapılacak her barış çağrısı ancak üçüncü
sınıf bir Türk entelektüeli imanı olur ki çöpe atılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder