Rudolf Höss
1900 yılında Berlin’de Katolik bir ailenin
çocuğu olarak doğar. Çanakkale savaşlarında genç bir istihbaratçıdır. Türk
cephesinde Alman kuvvetlerine bağlıdır. 1923 yılında bir Fransız’ı politik
gerekçelerle öldürdüğü için cezalandırılır. 1928 yılında af kanunuyla serbest
kalır. Himmler onu keşfettiğinde hala Avrupa’nın coğrafi özelliklerinin işgale
uygun olup olmadığını araştırmaktadır. Nihayet 1934 yılında Dachau koruyucu
gözaltı toplama kampının blok sorumlusu olur. Bir iki toplama kampı daha
gezerek 1940 yılında Auschwitz kampının ilk
komutanlığını ve kuruculuğunu üstlenir. Toplu infazlarda o kadar soğuk ve ilgisiz bir insani yapıya
sahiptir ki tüm öldürmeleri fabrikanın hemen bitişiğindeki yatak odasının
penceresinden izliyordu. Komutan (müdür) her öğle vakti evine gidiyor karısı ve
beş çocuğuyla oturuyor, yüce tanrısına dua ediyor ve yemek keyfi yapıyordu. Kampın
bahçesi, ötücü kuşları, tavukları onun için yeryüzünde Alman ırkından sonra en
değerli varlıklardı. Yerli malı hastasıdır. Kaynakların israfı onun için
tahammül edilemez bir Yahudi ya da komünist davranışıydı.
Yüksek maliyetler ve düşük iş gücü ise onun uykularını kaçıran temel sorundu kampta. Kampta bir taşı bile gereksiz kullanan bir Yahudi’nin öldürülmesi gerektiği fikri onun en eğlenceli yanıdır. Verimsizlikten nefret ederdi. En kısa zamanda en yüksek miktarda ölüm üretmeyi başaran ve tüm insanlık tarihinde en hızlı yok etme merkezini yaratan şahıs olarak ünlenir. Zyklon B gazını on kat aşan yakma fırınlarının mucidi…
Yüksek maliyetler ve düşük iş gücü ise onun uykularını kaçıran temel sorundu kampta. Kampta bir taşı bile gereksiz kullanan bir Yahudi’nin öldürülmesi gerektiği fikri onun en eğlenceli yanıdır. Verimsizlikten nefret ederdi. En kısa zamanda en yüksek miktarda ölüm üretmeyi başaran ve tüm insanlık tarihinde en hızlı yok etme merkezini yaratan şahıs olarak ünlenir. Zyklon B gazını on kat aşan yakma fırınlarının mucidi…
“Rudolf
Höss 1947 yılında kurduğu ve yönettiği toplama kampı Auschwitz’te, bazı
şiirlerini ithaf ettiği çiçekli ağaçlar arasında asıldı.” Eduardo Galeano.
Doktor Mengele
Diğer Nazi
bilim insanları gibi o da geleceğin mega ırkı hülyası peşinde koştu. Ve bu ırkı
üretecek teknolojik tesislerin hayaliyle yaşıyordu. Tüm deney sonuçlarında
mutlaka deneği ölürdü. Deneğin çektiği acılar ona göre Alman ırkının
güzelliğine giden yolun sancılarıydı. Dachau toplama kampında ölüm meleği
olarak anılırdı. Deniz suyunun
kullanılması konusunda çalışmalar yaptı. Üstüne çalıştığı tüm Yahudi çocuklar
öldü. Sıtma, tifüs, tüberküloz, sarı humma ve
bulaşıcı hepatit de dahil olmak üzere, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve
tedavisine yönelik bağışıklık sistemi bileşenleri ve sera deneyleri yaptı.
“ırkların” bulaşıcı hastalıklara nasıl tepki verdiğini belirlemek için Roman
(Çingeneler) üzerinde serolojik deneyler yaptı. Strasbourg Universitesi'nden
August Hirt'in araştırması da “Yahudilerin ırksal anlamda aşağılık” olduğu
gerçeğini ortaya koymayı hedefledi. “Türü güzelleştirmek için gözleri
koyu renk olan ikizlere mavi boya enjekte etti: Kör olarak öldüler.” 1979
yılında Brezilya’da yüzerken inme sonucu öldü. Öldüğünde kim olduğu
bilinmiyordu, ancak DNA ile kim olduğu anlaşıldı.
“ Hitler’in
ordusunu hugo Boss giydirdi. Bartelsmann yayınevi orduyu eğiten kitapları
bastı. Nazilerin o ölüm kusan uçaklarının yakıtlarını Standart Oil üretiyordu. Ford,
Nazi ordusuna cip ve kamyon üretti. Yahudileri belirleme işini İBM şirketi
yaptı. Deutsche Bank, Auschwitz toplama kampının inşasına finansal kaynak
sağladı. Bankanın uzak ortaklarından biri dede Preccost Bush’tu. İGF ilaç ve
kimya sanayi Yahudileri öldüren gazları yine Yahudi mahkumlara ürettirdi. İsviçre
bankaları Yahudilerin takılarını ve altın dişlerini toplayarak muazzam
servetler kazandılar. Coca-Cola firması, Fanta’yı cephede savaşan Naziler için
üretti.” Tırnak içine alınan bölüm Galeano’dan
derlenmiştir.
Tüm bunlar 1 Eylül
1939 yılında dünyanın direncine rağmen Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesi
sonrası oldu. O 1 Eylül günü daha sonra Dünya Barış Günü kabul edildi. Bugün bu
günü dünyada en anlamlı kutlayanlar ise Kürtler ve onların dostlarıdır. Bitip
tükenmek bilmeyen acıları dinsin istiyorlar. Yeni Mengeleler, Rudolflar olmasın
diye…
Not: Başlık Borges’in
en muazzam öykülerinin toplandığı kitabının adından alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder