Amed (Diyarbakır) 14 Temmuz Direniş mitinginin ortaya
çıkardığı bazı sonuçlara değinmekte fayda görüyorum. Günlerdir Öcalan’ı itibarsızlaştırmak için
olmadık kampanyalar yapan sömürgeci basın onun özgürlüğü için direnen Kürtlerin
aynı zamanda kendi özgürlükleri için direndiğini yine görmedi ya da meşrebine
uygun çarpıttı. Bu direnişin birkaç sonucu var:
1.
Öcalan devletle herhangi bir gizli pazarlık
yapmıyordur. Öyle olsaydı devlet, onun özgürlüğü için düzenlenen bir mitingi bu
kirli savaşın bir parçası olarak dağıtmaya çalışmazdı.
2.
Yine son dönemlerde Leyla Zana üzerinden
yürütülen tasfiyeci dil sürekli Zana’nın Öcalan’dan haberi olduğunu yazıp
çiziyordu. Bu teori de çökmüş oldu.
3.
Öcalan, “ Özgür olmadan pazarlık yapmam.” diskuruna
uygun olarak bir direniş gerçekleştirmektedir.
Devletin kendisinden varsa bazı taleplerini açık müzakere olması talebiyle geri çeviriyordur. Devletin, dolaysıyla AKP’nin bunca pervasızlığı açık müzakere talebinedir. Başbakanın ikide bir “Terör örgütüyle müzakere yapmayız.” masalı Öcalan’a yönelik bir dirençtir.
Devletin kendisinden varsa bazı taleplerini açık müzakere olması talebiyle geri çeviriyordur. Devletin, dolaysıyla AKP’nin bunca pervasızlığı açık müzakere talebinedir. Başbakanın ikide bir “Terör örgütüyle müzakere yapmayız.” masalı Öcalan’a yönelik bir dirençtir.
4.
BDP daha radikal bir sürece girmiştir. Siyasi olanakları
sonuna kadar kullanıp Kürtlerin haklı taleplerinin eşit koşullarda müzakereyi
destekleyeceğini ilan etmiştir.
5.
Demokratik özerkliğin politik yönü tüm
iradesiyle açığa çıkmıştır. İdari ve sosyal yönleri olası bir müzakere
sürecinde netleşecektir.
6.
Kürtlerin ulusal ve siyasi sorunlarını
müzakereyle yasal garantiye almayan bir anayasa Kürtler açısından şimdiden
kadük olmuştur.
7.
Mitinge bu kadar sert bir devlet saldırısı,
Güney Kürdistanlı siyasi güçlere de Türk hükümetini bir tür teşhir işlevi
görmüştür. Güneyliler AKP ile yürüttükleri ilişkilerde ikide bir
dillendirdikleri “Silahsız çözüm” modelini (söylemlerini) halka ve onların
siyasi liderlerine yönelik saldırılardan sonra gözden geçirme imkânı
bulacaklardır.
8.
Uluslararası alanda Türk devletinin saldırgan
siyasetleri daha da teşhir olacak, Suriye konusundaki tüm Osmanlıcı duyarlılıklarının
modern halleri inandırıcılığını yitirecektir. Güney Afrika Komünist Partisinin, 13.kongresinde Öcalan’a “'Devrimci
bir enternasyonalist savaşçı ve Kürt Özgürlük Mücadelesi'nin sembolü' olarak
resmen kabul etmesinden sonra Kürtlerin mücadele amaçları daha da tanınır
olacaktır. İşler Türk devletinin istediği gibi gitmeyebilir. PKK’nin 2012
yılındaki eylem çizgisine bakıldığında eylemlerde sivil kayıpların önlenmesi
için gösterdiği azami çaba bu savaşın devletle yürütüldüğü imajını da
güçlendirecektir. 2011 yılındaki sivil kayıplar AKP’nin gökte ararken yerde
bulduğu uygulamalardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder