Social Icons

.

Pages

8 Ocak 2010

Sansür



Taraf, 21 Eylül 2009)
Bu yazıdan sonra kıyamet koptu ...
Değer biçmek (değer biçmek, takdir etmek) fiilinden (/ kensor /) Eski Roma'da hem nüfus hem sansür idaresi ahlak zabıtası görevi yapan bir yüksek görevlinin adı. Yaptığı işin adı Censura (/ kensura /).
Latincenin Kuzey Frengistan vilayetindekonuşulan Taşra lehçesinde bu kelimenin telaffuzu Ikibin yılda tanınmayacak derecede değişmiş. Ince sesliye bitişen / k / sesi önce / TS / sonra / s / diye söylenir olmuş. Geniz / n / sinüs bitişen / e / sesi ağzın gerilerine doğru Kaçıp / a / olmuş. / U / sesi incelip / u / halini almış. Kelime sonundaki bir dişil eki de önce / e / olmuş, sonra eriyip gitmiş. Modern Fransızca sözcük hala aslına yakın bir şekilde tenkit yazıldığı halde / sansür / diye okunuyor.
Türkçeye gazetenin icadından hemen sonra sansür de gelmiştir. Kelimenin 1.900 civarından Daha Eski örneğini bulamadım henüz, ama tahmin ederim 1865'lerde Tasvir-i Efkâr'ın hükümetle başı derde girdiğinde Babıali'de birileri "fekat bu censure'dür azizim" diye mırıldanmıştır.
*
Şimdi diyorlar ki memlekete özgürlük geldi. Doksan seneden beri tabu olan şeylerden bile artık serbestçe bahsedebilirsin.
Ama bir de ne görelim? Bu sefer başka şeyler Sansüre tabi olmuş. Orduya, Devlete, Yüce Manitu'ya İSTEDİĞİNİ söyle serbest, ama iş İlkçağ Arap mitolojisini sorgulamaya geldi mi orada dur diyorlar.
Neymiş? Allah diye biri varmış, canı sıkıldıkça kitap yazarmış ama artık yazmamaya karar vermiş, pırpır kanatlı ulaklarla birtakım hazretlere mesaj iletirmiş, o hazretlere dil uzatan maazallah çarpılırmış. Bu hikâyelere istemesen inanma diyorlar, tamam, ama inanmadığını açık açık söylemen caiz değildir. Nedenmiş? Müslümanlar alınırmış!
Doğanın boşluk kabul etmemesi gibi, bu toprakların havası mıdır, suyu mudur, özgürlük kabul etmiyor herhalde.
SEVAN Nişanyan
http://www.facebook.com/notes/sevan-nisanyan/kelimebaza-ne-oldu/237592250674 Bu linkte de Sevan Nişanyan'ın açıklaması mevcut ... Kendi ADIMA bir Taraf okuru olarak Sevan Bey'in açıklamasını baz alıyor, Taraf'ın "ülke basınının namusu" iddiasını sürdüreceğini ümit ediyorum olması. Taraf gazetesinden de bir okur olarak doyurucu bir açıklama bekliyorum. "Kelimebaz" köşesi bir hazineydi, içinde Metinler arasıllığın işlendiği en güzel köşeydi. Popülist siyasi hiçbir kaygı bu haksızlığı tam olarak izah etmez. Sevan Nişanyan'ı biz yine buluruz ama Taraf kaybedecektir. Taraf herhangi bir Misyon gazetesi değildir, biz ötekilerin, biz yurttaşların gazetesidir. Sevan Bey ile tatilde bir miktar sohbetim olmuştur, yüzünden gönlünden ve beyninden akseden tek şey "yaşanılabilir ülke yaşanılabilir dünya" kaygısıydı. Zaten Şirince Evlerindeki mekanlarında bu güveni duyuyor, bu güzel insanın emeğini görüyor, harabeden Yapıt yaratan bu Ermeni'yi sevmek için yeterince gerekçeniz oluyordur.
CENGİZ MAÇOĞLU
Destek veren bloglar: http://lektuel.net/
http://5posta.org/fekat-bu-censure% E2% 80% 99dur-azizim /
http://www.seviyesizsiyaset.com/2010/01/sansur-ve-nisanyan/
http://kenardan.wordpress.com/2010/01/08/sansurden-sansur-dogdu-sevan-nisanyan-olayi/

Hiç yorum yok:

self determinasyon,öz yönetim

20. Yüzyılda uluslararası hukukun en önemli kavramlarından birisi haline gelen selfdeterminasyon, dünya toplumunda yeni bir yapılanma ve tanımlama süreci başlatmıştır. Kavram, günümüz dünyasının siyasi haritasının belirlenişi ve bundan sonra geçirmesi muhtemel değişikliklere ilişkin olarak sıkça söz konusu olmaktadır. Önceleri siyasi bir ilke olduğu düşünülen self-determinasyon kavramı hem BM 1966 İkiz Sözleşmeleri, hem BM Genel Kurul Kararları hem de uluslararası hukukun diğer aktörlerinin kararlarıyla hukuki bir hak haline dönüşmüştür. İlk ifade edilmeye başlandığı dönemlerde sadece sömürge yönetimi altındaki halklara tanınması öngörülürken Yüzyılın sonlarında Sovyetler Birliğindeki federe cumhuriyetlerin de selfdeterminasyon hakkından yararlanarak ayrıldıkları görülmüştür

öz yönetimin gerekçesi

Self-determinasyon fikrinin gelişmesine 20. yüzyılda bir taraftan Sovyetler Birliği’nin kurucusu olan Vlademir I. Lenin, diğer taraftan Birleşik Devletlerin Birinci Dünya Savaşı sırasında başkanı olan Woodrow Wilson katkıda bulunmuştur. Lenin eserlerinde “ulusların Self-determinasyon hakkı” kavramınıortaya koymuş, bir ülkenin veya yerin ilhakının “bir ulusun Self-determinasyon hakkının ihlali” olacağını belirtmiştir. Bunun yanında Lenin, self determinasyonun ayrılmayı da kapsamakta olduğunu belirtmiştir. Hatta ilkenin uygulanma yöntemlerinden birincisi bu yoldu.Wilson ise arasında “Selfdeterminasyon” kelimesi tam olarak geçmese de altı tanesi Self-determinasyon ile ilgili 14 ilke ilan etmiştir. Konuşmalarında savaştan yenik çıkan milletlerin, küçük milletlerin ve sömürge altındaki halkların da kaderini tayin hakkı olduğunu ifade ederek, bundan böyle uluslararası sistemin güç dengesine değil, etnik kaderini tayin ilkesine dayandırılması gerektiğini vurgulamıştır.

Pages

öz yönetimin tarihi

Kavramın ilk kullanımı 1581 yılında Hollanda’nın İspanyol krallarının kendilerine karşı zulüm yaptıkları gerekçesiyle İspanya’dan bağımsızlığını ilan etmesiyle olmuşsa da 18. yüzyılın ikinci yarısına yani 1776 tarihli Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve 1789 tarihli Fransız İnsan ve Vatandaşlık Hakları Beyannamesine kadar bir gelişme gösterememiştir. 1776 tarihli Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ile Amerikan halkı dış bir yönetim, yani İngiltere tarafından idare edilmeye razı olmayacağını bildirmişlerdir. Bunun sonucu olarak ulusal self-determinasyon talebiyle ortaya çıkan ilk sömürge halkı olmuşlardır.