Roxie ve Velma
Kelly’nin bölünmüş tüm kişiliklerini dün ve bugün Türk basının gazetelerinden,
televizyonlarından, radyolarından, sosyal ağlarından topladık. “Haydi bebeğim. Neden bütün şehri
boyamıyoruz?” dizesini de “Neden
bütün şehri bombalamıyoruz?” diye anladı bu hilkat garibeleri sanırım. Işıltılı
sahnelerde yıldız olmak, kanaldan kanala koşturup stratejist kesilmek, yazdıkları
köşelere mürekkep değil tükürük damlatmak, daha önce hayal ettikleri gerçekleşmeyince
salya sümük politik arabesk pazarlamak ( vicdan, adalet, hümanizma, insanlık,
barış vs vs vs )bir anlık konforları için bir çırpıda onlarca rakibe kobra helikopterler
gibi saldırmak, başarıya giden yolun tüm hilelerini oyunun gerekleri diye
mantığa bürümek, gururunu incitti diye kardeşini vurmak, kariyeri tehlikede
diye yasak aşkını kurşunlamak diye özetlenebilecek türlü entrikalarla Roxie ve
Velma aramızdalar… Onlar Chicago’dan kalkıp
zamanın ve mekânın ruhuna uygun olarak bizleri kendi yanılsamalarının ürünü
cehenneme ortak etmek istiyorlar. İstiyorlar ki söyledikleri, yazdıkları
her şeyi ayet, genel doğru bilelim, istiyorlar ki tüm kirli naralarına ses
verelim, istiyorlar ki iktidarın pis kokan her uygulamasında biz kendileri gibi
elmas arayalım. Tarihte bir müzikaldeki sosyal olaylardan yola çıkıp Türk
sömürgeci basını siyasasını fotoğraflamaya çalışan bir kul olarak ilkim. Allah aşkına
Hüseyin Aygün’ün kaçırılmasından sonra yazılıp çizilenlerden sonra ne denebilir
ki? Yaşadıkları ve yazdıkları kendi ruh hallerinin çıkmazlarından öte değil,
bunlarla fikir falan tartışılmaz. Yalancıdırlar, çarpıtıcıdırlar, telkin ve
talimatla yazarlar, temiz bir suyu bulandırmada kurttan daha kötüdürler. Hukuktan söz ediyorlar, Hatip Dicle ve
arkadaşları yıllardır içerideyken bundan söz ediyorlar, üstelik bu hak gaspı
karşısında hepsi dilsiz şeytanın türlü halini oynamış. Yaşama hakkından söz
ediyorlar: Son birkaç yılda devlet eliyle kaç Kürt öldürüldü, sayısını bile unuttular.
Aygün’ün vekilliğini dert etmişler: Urfa cezaevinden korsan kararla Adana’ya sevk
edilen vekil kimdir, diye sorsan cevapları ne olur, bilmiyorum. Siyasi iradeden
söz ediyorlar: Milyonlarca kişinin siyasi iradesinin henüz yaşayıp yaşamadığını
bile bilmiyoruz. İmralı'da rehin tutulanlar hakkında bir yıldır haber alamıyoruz. Bir vekil neredeyse saat başı bilgilendirilmek koşuluyla gözaltında!
Neymiş? PKK,
gözaltı demiş de komik olmuş! Evet, muhtemelen gözaltı hukuku diye anladıkları
gecenin bir vaktinde kapıları kırılarak evlerine baskın yapılan, dövülen,
sövülen Kürtlerin yaşadığı süreçtir. PKK öyle mi yapmış!